Bülent Bulut
M. Muradî’ye
Nedânem
Ahvâl-i ehl-i şeb râ kî dâned ki nedânem
Sînehâ-yi işân peykanpur est, hûn nedânem
Ez rûz-i siyah be vakt-i seher çi mande ki
Hurşidî dâred zâd ber ân, târik nedânem
Dilsûzân neşinâsend tûfanhâ-yi âsemân
Henuz bârân çi râ bâred, sebeb nedânem
Efsûs kez vefâ ziyad cefâ dâred be işân
Mariz hestend hiç kes nedâned, devâ nedânem
Cehan fâhiş est ne nam ne nişan mâned be kes
Merg-i ziba mâ râ bes gûyend, hiç nedânem
Bulend suhân-i ahir guft cuhelâ nedânest
Men çi danem ki men çi bedâned, nedânem
Ben Bilmem
Gece ehlinin hâllerini kim bilir ki ben bilmem
Sineleri pür okludur. Kan bilmem
Siyah günden seher vaktine ne kalmış ki
Bir güneş doğar üzerine, karanlık bilmem
Gönlü yanıklar tanımazlar gökyüzünün tufanlarını
Hâlâ yağmur neden yağar? Sebeb bilmem
Yazık ki vefadan çok cefa vardır onlara
Hastadırlar, hiç kimse bilmez. Deva bilmem
Dünya ucuzdur ne nam ne nişan kalır kimseye
Güzel bir ölüm bize yeter derler. Hiç bilmem
Bülent son sözünü söyledi, cahiller anlamadı.
Ben ne bilirim ki, ben ne bilsin. Bilmem.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder