Selim Tokgöz
"...
– Nazarını sollamış hadde nazını
kollamış bir Nisbetiye Caddesi kızı;
nasıl soysun da doysun
alametifarika yakalı bir yazarın kabuklu söz derisini, yahutsa
nasıl oysun da duysun allâme
fiyakalı bir şairin ahenkli göz teri sesini, özü yakutsa?
–
Ey dilenci, söyle o vakit; körlük illeti mi şu nâzende kalbimi boğan
kasvet?
Öyleyse şayet... âh, nedir ya bu
hâle müstahak diyet?
– Hayret -ki kör bir dilenciden
medet dilenmektedir hakiki bir kör ve fakat
asıl elim hadise bu değildir,
zira... öz reçetem kifayetsiz kalacaktır
size, heyhât!
– Sebep?
– … Tâ ki siz kör değilsiniz
küçük hanım, körlük sizin hakikatiniz!
..."
*Okuduğunuz metin, yazarımızın
yayımlamayı düşünmediği “Bonkör Dilenci” romanından iktibas edilmiştir. (Y. E.)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder