Selim Tokgöz
gündüzler uzuyor
sen ağlıyorsun.
gözlerinden dökülen incilerden
kolye diziyorsun gerdanına
kıskanıyor azfendak,
kıskanıyor bir zambak
-çiy damlalarıyla-
bir hengâm-ı bahar deminde
bürünemedikleri zerafetini senin.
sancıların, döşeğinde uyuyor mazinin
aman! narin gezdir can duvarında anı
irkilmesin berrak düşlerinle
ele/güne/yabana karşı yerden gelen hüzün
…
yorgunsun gibi.
ölüm sükûtu sinmiş yüzünü
yıka gölgemin damarlarıyla.
uzun acılar divanına
ser ağır başını boydan boya
serencamını bağrıma daya,
uzan da dinle
doya doya:
ıslık; dil ile dudak
arasından…
çığlık; gönül ve gırtlak
yarasından doğar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder