21 Nisan 2017 Cuma

Endülüs’e Ağıt

Bülent Bulut


Sana elveda diyemedim Endülüs’üm
Ağlamakla o kadar meşguldüm ki Gırnata tepelerinde
Sana bir elveda diyemedim
Şimdi sana yüksekten bakıyorum
Birazdan bir postalın altında ve
Muhtemel bir kılıcın gölgesinde bakacağım son kez sana.

Annem ağla dedi bana Endülüs’üm
Erkekler gibi savaşamadın bari otur, kadınlar gibi ağla dedi
Bunu söylerken annem ağlamıyordu
O da bana yalan söyledi Endülüs’üm
Anladım ki kadınlar pek yaman savaşçılardır
Olsun ben ağlayacağım sana
Ve anne sözü dinleyeceğim şimdi
Ama erkekler gibi ağlayacağım
Bunu anneme söyleme olur mu
Bu da benim yalanım olsun.

Sana elveda diyemedim Endülüs’üm
Zira ağlayacak daha çok şehrânın var
Ne Tuleytula’ya ne Kurtuba’ya ne Belensiye’ye
Ne Mecrit’e ne de İşbiliye’ye ağlayamadım
Bak! İşte yine sayamadım
Şimdi kimler oturuyor şehirlerinde bilmiyorum
Kimler yıkıyor ebnâlarımızı
Bize nisalar mı kaldı?

Nihai katlime daha vakit var Endülüs’üm
Kaçanlardan evlâydık hani
Hani kalanlar esfâ eyledi mi gözyaşlarıyla seni
Ya daha ne kadar kan ister kıyıların
Hayır, hayır ağlayamadım daha
Bu katreler gözyaşı değil
Sen hâlâ kan istiyorsun

Vakit artık tamam kalan son damla kan için
İşte şu gelen atlı benim Azrail’im
Allah’a emanet demek isterdim sana
Fakat bizim Allah’ımıza emanet değilsin bakıyorum da
İşte bu yüzden sana elveda diyemedim, diyemem
Zira kaim azaplar içindeyim ben.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder