Elif Musaak
Derdim, sadece hissettiklerimi sırdaş edebilmekti kaleme. Derdi dert etmekte ustaydı yürek bir kere. Yazar olmak şöyle dursun, müsveddesi olamaz kelimelerim aslını bilene. En güzeli, haddimi bilirim; sözüm ona “bu da kimmiş” diyene. Derdim, çocukluğumuzdaki burunlarla koklayabilmekti iğde ağaçlarını. Sevebilmekti çıkar nedir bilmeden, nefs araya girmeden, anne tebessümüne en bal oyunlarını yarıda bırakıp şefkat denizinde kanat çırpmayı. Çok geç değil iki gözüm, hâlâ görebilmeyi görürken. Geri dönmeyi, özlemeyi bırak. Sen, yazar müsveddesi, kendine dön; bil, dinle ve oku üflenen gerçeğini. Bir gün iadesi geldiğinde, adeta sergilenmek için asılmışçasına bembeyaz çamaşırlar gibi tertemiz sahibine verebildin mi emaneti?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder