Elif Musaak
Hafıza-yı beşer unutkandır. “Asla unutmam.” dediklerini dahi unutur. Dün, bugüne ışıktır; görünmez en mucizevi duyusu gönül gözünü daimî açık tutabilene. Deniz feneri misali karanlık dalgaların dansına tüm heybetiyle icabet eder. Zifirî siyahta yalan olmaktansa yanan olmak en hakiki kanattır, dünya ile ebedî saadetgâh şehri arasında yol alabilen yolcuya. Yeryüzü sofrasında sayısız nimet bahşedilmişken baş tacı edebilmektir içinden, tüm yüreğinle seçip aldığın şükrün “ki şükretmezsen hâline” huzurun hep eksik olacaktır. Zira beyhude çırpınışlar, ruhu uçurumdan gayrimeşru sevdalara atar var gücüyle. O vakit arzu edilen ritim asla yakalanamayacak kadar uzağa itilmiştir ait olduğu karargâhından. Can çekişlerimiz yalnızca varışa, belki de hiç olmayan ümit dolu sonsuzluğa olmalıdır ki, yol alırken uğradığımız hatırı fazlasıyla sayılır sebeb-i aşk limanlarına bıraktığımız ömür anıları şerefli olsun.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder